Gül hastalığı nedir?
Rozase, yüzün orta kısmını tutan, kırmızı ve iltihaplı sivilceler yapabilen, kızarıklık ve kılcal damarlarda genişlemeler ile seyreden oldukça yaygın görülen bir hastalıktır. Hastalığın belirtisi olarak yüzde ateş ve kızarıklık basmaları görülür. Zamanla kızarıklıklar kalıcı hale gelir. Damarlar genişleyerek kılcal damarlar belirginleşir. Ayrıca bazı hastalarda kırmızı ve iltihaplı sivilcelerde olabilmektedir. Lezyonlar sivilceye benzemesine rağmen sivilceden farklı olarak hastalık yağ bezlerinin aktivitesinden kaynaklanmamaktadır.
Rozase'nin nedeni bilinmemektedir. Özellikle açık tenli insanlarda görülse de koyu tenli kişilerde de görülebilir. Ortalama 30’ lu yaşlarda başlar. En çok 40-60 yaş arası dönemde görülür. Kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür. Rozaseli hastaların %58’ inde göz tutulumu olur. Bazen hastalık göz bulguları ile başlayabilir. Ciltte rozase başladıktan sonra da ortaya çıkabilir. Gözde ve göz kapağında iltihaplanma, yanma, batma, sulantı şikayetleri olabilir. Göz doktoru tarafından takip edilmelidir. Rozase bazı kişilerde özellikle burunda yağ kanallarını genişleterek, burnun büyüyüp (rinofima) şekil değiştirmesine neden olabilir. Burnu tutan rinofima erkeklerde daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Peki nedeni nedir?
Nedeni bilinmemekle beraber genetik, çevresel, enflamatuar, enfeksiyöz, vasküler, psikolojik faktörler dahil olmak üzere çeşitli teoriler üzerinde duruluyor. Son dönemlerde derideki doğal bağışıklık sistemindeki dengesizlikten bahsediliyor.
Gül hastalığı ne kadar sürer?
Gül hastalığı kronik bir hastalıktır. Hastalığı tamamen ortadan kaldıran kesin bir tedavi yöntemi yoktur. En etkili tedavi yöntemi tetikleyicilerden uzak durmaktır. Tüm kurallara dikkat edildiği ve risk faktörlerinden uzak durulduğu taktirde hastalığın ilerlemesi yavaşlayacaktır. Ciltteki iltihabi sivilcelerin oluşumu, yüzdeki kızarıklık ve kılcal damar görünümü azalacaktır. Tekrar vurgulamak istiyorum. Hastalığın şiddetlenmemesi, ilerlememesi ve tıbbi tedaviden fayda görmek için tetikleyici faktörlerden uzak durmak çok önemlidir.
Hastalığı tetikleyen, hastaların uzak durması gereken risk faktörleri nelerdir?
1. Rozaseyi tetikleyen en önemli faktörlerin başında güneş geliyor. Hastalık belirtileri ortaya çıktıktan ve hastalık meydana geldikten sonra düzenli olarak güneş koruyucu kullanmalarının ve güneşten kaçınmalarının önemi büyüktür.
2. Stres
3. Sıcak hava ve aşırı soğuk hava
4. Alkollü içecekler özellikle kırmızı şarap
5. Sıcak bir şeyler yemek, içmek
6. Sıcak duş, sauna, hamam
7. Baharatlı yiyecekler, kafeinli ve kolalı içecekler, çikolata
8. Rozase için uygun olmayan yanlış makyaj malzemeleri ve cilt bakım ürünlerinin kullanılması
9. Yemek yapılırken yemeğin buharı, tandır yapımı esnasında yüze temas eden sıcaklık
10. Sigara içmek
11. İlaçlar (Yüze uzun süreli topikal kortikosteroid kullanımı)
Tedavisi nedir? Rozaseli hastalarda cilt bakımı nasıl yapılmalı?
Rozasenin tamamen iyileşmesi zor olsa da, tedavi ile kontrol altında tutulması mümkündür. Tedavinin başarılı olması ve hastalığın kontrol altına alınması için mutlaka risk faktörlerinden uzak durmak gerekiyor. Hastaların hayatı boyunca güneşten korunması yaz-kış düzenli olarak gündüz vakti SPF 30 ve üzeri güneş kremi kullanılmasını, güneşin yoğun olduğu saatlerde güneşe çıkmamalarını, güneşten koruyucu şapka ve gözlük kullanmalarını öneriyoruz. Yine hastalarımızın yüzünü alkol, koku, paraben, boya içermeyen cilt ph’sıyla uyumlu yani ph’sı 5 ile 7 arasında olan bir temizleme jeliyle sabah akşam nazikçe, ovuşturmadan yüzünü yıkaması hastalık kontrolü açısından oldukça mühimdir. Şimdi herkesin aklına şu sorunun geldiğine eminim.
Biz böyle bir ürünü nereden temin edebiliriz? Eczanalerden. Eczanelerde satılan ürünler dermakozmetik ürünlerdir. İçerikleri amblajında yazdığı için kolaylıkla uygun ürünü seçebiliriz. Zaten ürün seçerken sadece rozaseli ciltler için olan serileri incelemeleri de hastaların işlerini kolaylaştıracaktır. Ayrıca cildimizi neme ihtiyacı varsa üzerinde non-komedojenik, non-aknejenik gözenekleri tıkamaz ibaresi bulunan, su bazlı, alkol, koku, paraben gibi cildi hassaslaştıran herhangi bir içeriği bulundurmayan nemlendirici ile nemlendirmelerini öneriyoruz.
Tıbbi tedavi boyutuna gelirsek, rozase hastalar tarafından çok önemsenmese de ciddi sonuçlar doğurabileceğinden mutlaka hastalık belirtileri ortaya çıktığı zaman uzman bir dermatoloğa muayene olunmalı. Evde yanlış kullanılan cilt bakım ürünlerinin ve internette sıkça bahsedilen rozase ilaçlarının cildinizi iyice hassaslaştıracağını ve kılcal damar çatlaklarının görünümünü arttıracağını, hastalığınızı alevlendirebileceğini unutmayın. Tedavi hastalığın şiddetine ve rozase tipine göre belirleniyor.
Kabaca özetleyecek olursak; hastalarda eğer iltihaplı kızarıklıklar, sivilce benzeri kabartılar mevcutsa hastanın dermatolojik muayenesi ve detaylı öyküsü sonrasında tedavisinde oral antibiyotikler, oral veya topikal anti-parazitik ilaçlar kullanılıyor. Yüzdeki kırmızılık ve kılcal damar artışlarının tedavisinde ise pulsed dye lazer (PDL), intense pulsed light lazer (IPL), flash lamp pumped lazer, potasyum titanil fosfat lazer (KTP) gibi çeşitli lazer tedavileri etkili olabilmektedir. Burunda ve yanaklarda şekil bozukluğu olan ağır olgularda kriyoterapi, dermabrazyon gibi cerrahi tedavi yöntemleri devreye giriyor.
Rozaseye özel bir diyet var mıdır?
Biraz önce bahsettiğim tetikleyici gıdalardan uzak durmak dışında özel bir diyet yoktur.
Son olarak internette sıkça gördüğümüz kızarıklık ve kılcal damar görünümünü azaltmaya yönelik kremler işe yarıyor mu? Yoksa lazer tedavisi yapılması şart mı?
Lazer tedavileri kadar etkili olmasa dahi bazı içeriklere sahip dermakozmetik kremler kızarıklık ve kılcal damar görünümünü azaltmaya oldukça yardımcı. Şunu da belirtmek istiyorum. Rozaseli hastalarda lazer tedavilerinden sonra kızarıklıklar ve kılcal damar görünümü iyileşmekle beraber maalesef belli bir süre sonra tekrar edebiliyor. O yüzden bu tarz bir nemlendirici, yatıştırıcı kremin kullanılmasını öneriyorum.
Özellikle kızarıklık ve kılcal damar görünümünü yatıştırmak amacıyla seramid, hyaluronik asit, niasinamid (B3 vitamini), koloidal yulaf ezmesi, kükürt, meyan kökü özü, E vitamini, arnika, papatya özütü, k vitamini, salatalık, kekik ve zeytin özleri, peptid, botanik özütü ambofenol, nörosensin, yeşil çayda bulunan polifenol, çinko oksit, aleo vera, avakado özü içeren ürünler cildi sakinleştirirken, kızarıklık görünümünün azalmasına oldukça yardımcı. Bu içeriklerden bir veya birkaçına sahip ürünleri yine eczanelerden temin etmek mümkün.
@drseymademirci35