Türkiye'nin en iyi sağlık internet sitesine hoş geldiniz.

Yaşlanmayı Önlemede Mucizelere Yer Var mı?

Dünyada cihaz yatırımı cep telefonundan sağlığa her alanda çok yüksek miktarlarda yapılıyor. Ancak sağlık sektörü bu konuda daha seçici olmak zorunda. Bu nedenle sağlık ve estetik alanında her geçen yıl yeni bir cihaz piyasaya sürülemiyor.

Yeni bir cihaz ya da ürünün insan bedeni üzerindeki etkilerinin ne olduğu ortalama 10 yılda ortaya çıkıyor. Bu yüzden estetik tıp alanındaki gelişmeleri daha fazla mercek altına almalıyız.

Cildin fizyolojisi, anatomisi çok iyi biliniyor. Artık en basit kremlerde bile ürünün cilde daha iyi nüfuz etmesi için nanoteknoloji kullanılıyor. Bu nedenle cilde uygulanan iğneli ve iğnesiz her tür işlem, tecrübeli, mesleğinde kendini geliştirmiş doktorlarca yapılmalıdır.

Cildin temelinde yatan gerçek, cilt hücrelerinin her gün dökülmesi, yenisinin üretilmesi ve sürekli çoğalma eğiliminde olmasıdır. Kaliteli hücre üretimi ve üretimin hızı ne yazık ki belli bir yaştan sonra azalmaktadır. Bu nedenle cildimizi ve hücre üretimini sürekli tetiklemeliyiz.

Erkeklerin yüzleri yaşıtları kadınlara göre neden daha geç sarkar?

Çünkü erkekler her gün tıraş olurlar! Yani hücrelerini uyarırlar. Her gün mekanik peeling etkisi yapan tıraş, cildi taze tutar.

“Cildinizi uyarmazsanız yaşlanır.”

Cilt bakımı ve yaşlanmayı ertelemede mucizelere yer var mı?

Çok konu edilen ve fazlasıyla dilimize giren “anti-aging”le birebir uyumlu olan tanım “yaşlanmayı önleme”dir. Cildin ve dolayısıyla vücudun yaşlanma fizyolojisi, hastalıklarla mücadele etme sıklığı ve performansı, yeni virüslerle mücadele, eski ama köklü hastalıkların (şeker hastalıkları, kronik kalp hastalıkları, karaciğer ve böbrek hastalıkları) genetik düzenlemelerle, kök hücre çalışmalarıyla ilerlemiş organ transplantasyon teknikleri sayesinde tamamen ortadan kaldırılması, tıbbın hiç değişmeyen gündemidir.

Daha genç bir görünüm, daha sağlıklı ve uzun yaşam için zaman, yıllardır vurgulanan klasik bilgilere daha sıkı “bağlanma zamanı” olabilir. İlave olarak teknolojiyi takip etmek kaçınılmazdır.

Cilt sağlığında da prensip, hücrelerin canlılığını daha fazla devam ettirmek, yavaşlayan üretim döngüsünü hızlandırmak ve hücrelerin yenilenmesini tetiklemektir. Cilt hücreleri o kadar çok sayıda ve üretkendir ki bu nedenle bu organın tedavisinde dışarıdan sürülen kremler rahatlıkla emilebilmekte ve sistemik dolaşıma karışabilmekte, yani ağızdan alınmışçasına işe yarayabilmektedir. Bu nedenle sürülen ürünler de dikkatle incelenmelidir. Ancak çok önemli bir gerçek de bu tip üretken olan hücrelerin aynı zamanda radyasyona (ultraviyole ışınları da dahil) veya kötü çevresel şartlara da aşırı duyarlı olabileceğidir. Bu bilgiler ışığında birçok medikal teknik ve önleyici tedbirle cildi sağlıklı ve genç tutmak mümkündür.

Yaşlanmayı önlemede hangi yöntemler güvenilirdir?

Konumuz estetik olduğuna göre sağlıklı ve daha güzel olmak veya mevcut durumunu korumak isteyen danışanlarımıza önerim, iyi yönlendirilmeleri ve doğru uygulamalar yaptırmalarının önemli olduğunu bilmeleridir.

Özellikle yüz uygulamaları neşterli ya da neştersiz çok önemlidir. Bir insanın bakışı, gülüşü, bazen bol çizgili kırışık hali bile daha çekici olabilir. Örneğin Clint Eastwood kırışıklıklarıyla ne kadar karizmatiktir. Nicole Kidman AvustralyalI sarışın, çok güzel, ama dudakları inceyken ne kadar da masumdu ya da botoksu biraz daha doğal olsaydı, dediğimiz güzellerden; bu medyatik örneklere kadar gitmeye de gerek yok aslında bazen komşumuz bile işlem sonrası bize aykırı gelebilir; işte o zaman yapılan uygulama biraz daha düşünülebilir demektir.

Bu konuda gündemden düşmeyen bilimsel makalelerde de en fazla uygulanan yöntem olan botulinum toksin enjeksiyonu, doğru alanlara gerektiği dozlarda uygulandığında yüz güldürücü sonuçlar elde edilen, yıllardır güvenli olduğunu kanıtlamış bir yöntemdir.

Kas gevşetici özelliği sayesinde kırışıklıkların giderilmesinde kullanılmaya başlamasından bu yana 24 yıl geçti. Ancak öncesinde bazı başka hastalıkların tedavisinde kullanılan bir ilaç olduğu için yan etkilerinin neler olduğu konusunda yeterli bilgi sahibi olundu. Ancak yeni botulinum toksin tiplerine ve markalara karşı biraz daha tutucu davranmakta fayda olabilir, çünkü onların geçmişi az, deneyimleri az, dolayısıyla uzun dönem yan etkileri olup olmadığı bilinmiyor.

Uygulanan bir yöntemin güvenilirliğiyle ilgili en önemli kriter şudur: Bu ilacın ya da yöntemin etki mekanizması nedir, dolayısıyla insan bedenindeki yeri ve kabul edilirliği nasıldır ve özellikle vücuttan nasıl atılır, bunları bilmek gerekir.

Bu konularda ilaca ve etkisine hâkimseniz, sorun yok. Ayrıca bazı onay kurumları da güvenilirliğini desteklemektedir.

Örneğin Food And Drug Administration (FDA), ABD’de kabul görmüş önemli bir merkez. Buradan onaylı olması da güvenilirliğini desteklemektedir.

Sonuçta tüm bu uygulamalarla cilde kimyasallar gönderiliyor. Bunların zaman içinde kötü etkili olmayacağını nerden bilebiliriz?

Az önce de bahsettiğim gibi maddelerin içeriği, vücutla ve ciltle etkileşimi, atılımı, zarar oranı nedir, ne kadar zamandır uygulanıyor hepsi bir kriterdir.

Burada da çarpıcı örnek hyaluronik asit dolgu malzemeleriyle ciltteki kırışıklık ve izlerin doldurulması olabilir. Örneğin bu madde cildimizde, eklem aralığında, göz akında vs. birçok yerde zaten var. Kimyasal yollarla elde edilmesi onun hijyenik olmasını ve bakteri-mikroplardan uzak olmasını sağlamak için zorunludur. Ancak bu kimyasalların ne olduğunu iyi bilmek gerekir. Öyle ki bazı hyaluronik asit dolguların ömrünü uzatan bir teknoloji cilt için çok alerjik olabilir, ciltte birikmelere yol açabilir, insandan insana değişen sonuçları standart olamayan bir duruma yola açabilir. Dolayısıyla bu konuda da ürün bilgisi, literatürdeki yeri, kullanım süreleri ve tecrübeler çok önemlidir.

Yeni bir madde veya teknik çıktı cildiniz ani etki gösteriyor ve sadece bir krem dediler ne yapayım hemen inanalım mı?

Gerçi her alanda olduğu gibi nanoteknoloji veya hücresel biyoteknoloji, lipozom teknolojisiyle elde edilen dermokozmetik veya kozmetik ürünler cildin üretken tabakasına kadar inebiliyor, ancak yine de bu teknolojiyle üretilen kremler de çok uzun zaman içinde ve başka destek tedavilerle beraber olumlu etkiler alınabilecek yapıda. Anında gerginleştirici ürünler 6-8 saat ciltte uyuşmuş hissi veren hafifçe gerilmiş gibi hissetiren kremlerdir, aksi düşünülemez.

Çünkü yaşlanmanın fizyolojisi, güneş veya ultraviyole ışınlarının etkisi ya da yerçekiminin cilde etkisi bellidir. Dünyanın kirliliği ortadayken bütün bunlarla anında mücadele edilebilmesi bana bilimkurgu gibi geliyor. Ancak belki bir gün, cildimize kendi sağlam ve üretken olan kök hücrelerimiz verildiğinde cildimiz belirli bir süre içinde yeniden yapılanacak ve onarılacak. İşte bu mucize için yaşlanmayı önleyici kök hücre çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

Yorum yapın

Site İçi Arama