Türkiye'nin en iyi sağlık internet sitesine hoş geldiniz.

Burun Estetiğinde Kullanılan Yeni Teknikler Nelerdir?

Estetik burun cerrahisi ve hatta cerrahi dışı burun estetik işlemleri tüm dünyada ve ülkemizde en sık yapılan estetik cerrahi işlemlerin başında gelmektedir. Bu işlemlerin başlangıcından beri burun estetiğinin en önde gelen cerrahi işlem olması muhtemelen yüzün en belirgin en önde duran organı olması ve sosyal ilişkilerde de en görülen anatomik yapı olması nedeniyledir.  

Burun sırtı koruyucu kapalı cerrahi yaklaşım

Çok eski tarihlerde yapılmış olan heykellerde burunların karakteristiğinin korunmuş olduğunu görürsünüz. Öte yandan özellikle eski mısır döneminden kalan heykellerde burunların hasarlı ve kırık olduğunu da görürsünüz. Bunun çeşitli sebepleri hakkında yorum olmakla birlikte, eğer doğal yıpranma değilse, çok geçmiş tarihlerden beri burnumuzun çok önem verilen bir organ olduğu açıktır. Keza eski devirlerde ileri gelenlerin ruhlarının ikon ve heykellerde vücut bularak yaşadığına inanıldığından, siyasi veya dini bir değişimde toplum eskilerin ruhlarının da yaşayamaması için en önemli nefes alma organı olan burunlarını kırardı.

Batı toplumlarında ve dolayısıyla bizim toplumumuzda en büyük sorun burnumuzdaki kemerdir. Bir kişiyi plastik cerrahiye getiren başat burun problemi genelde budur. Aslında burundaki kemer sorununun bölgesel ve etnik bir özellik olduğu da söylenebilir. Tüm rinoplasti talebi ile başvuran kişilerin hemen hemen ortak özelliği, burun sırtında az veya çok kemer olması, burun ucunun bunla orantılı olarak düşük olmasıdır.

Çok uzun süredir yapılagelen rinoplasti teknikleri arasında ilk bilinmesi gereken burnumuzun nasıl açılacağıdır. Bilinen iki yöntem açık ve kapalı teknik yaklaşım olarak adlandırılır. Son dönemde kapalı yaklaşıma doğru plastik cerrahi uzmanları arasında bir miktar daha yaygınlaşan bir eğilim söz konusudur. Ancak şahsi kanaatim, felsefem ve tecrübelerime göre bir vaka neyi gerektiriyorsa o yöntemle yapılmalıdır.

Açık burun cerrahi yaklaşımında burnumuzun alttan bakıldığında iki deliğinin ortasındaki köprü şeklinde diye tarif edebileceğimiz deri bölümünden kesi yapılır. Bu kesi yapıldıktan sonra tekniğin getirdiği zorunluluk gereği devam eden dokular da kesilerek asıl şekillendirilecek olan kıkırdak ve kemik iskelete ulaşılırdı. Burada yapılan değişikliklerden sonra deri ve yumuşak dokular bu iskeletin üzerine kapatılarak operasyon tamamlanır. Ancak bu yaklaşımla burun ucu, burun sırtı ile ilgili eski sorunları çözerken yeni sorunlar ortaya çıkabilmektedir.

Bunlar arasında; burun ucu düşmesi, burun çatısının tam kapanmaması, asimetrik kaynaması, kıkırdak ve kemik çatının birbirinden ayrışması ve farklı seviyelerde iyileşmesi, burun kanatlarında meydana gelen aşırı incelmeler ve yapışıklıklar sıralanabilir. Elbette bu saydığımız sorunlar tek başına kozmetik deformiteler olarak ortaya çıkabileceği gibi, buna işlevsel yani nefes alıp verme ile ilgili olarak ta ortaya çıkabilecek sorunlar eklenebilir.  Bütün bu sorunlar yeni operasyonlar veya bazı kamuflaj yöntemleri ile müdahaleyi gerektirir.

İşte artık son dönemde bu sorunları yaşamıyoruz. Peki nasıl?

Yeni dönemde burun sırtı koruyucu cerrahi olarak nitelendirdiğimiz yeni bir konsept ortaya çıktı. Bu konsept aslında yaklaşık 40 yıl önce ortaya atılmış fakat bu denli ilgi görmemişti. Bunun sebebinin o yıllarda zaten bir süredir uygulanagelen açık tekniğin de yeni olması, ya da emekleme döneminde olması, cerrahların henüz bu teknik ve sonuçları hakkında yeterli veriye sahip olmaması, ayrıca açık teknik olduğundan belki de uygulama kolaylığı sağlaması gibi sebepler söz konusu olabilir.

Bunun yanı sıra uzun yıllar içerisinde kapalı yöntem de kendi içinde aşamalar geçirdi ve bunu yapan cerrahların sayısında da önemli artış oldu. Fakat gerçek, anlamlı ve mantıklı fark bu son dönemde meydana geldi.  Peki değişen neydi? Değişen şey temelde burun sırtının korunarak şeklinin değiştirilmesiydi. Yapılan anatomik ve klinik gözlemler gösterdi ki, burnumuzun kozmetik ve işlevsel özelliklerinin çok önemli bölümü burun sırtı ile ilgilidir.

Burnumuzun üst kısmı da denilen burun sırtı kas, bağ ve dokuları ile damar ve sinir yapılarının yerleştiği ve tutunduğu çok önemli bir alandır. Bu kısma müdahale edilirken onun doğal yapısı mutlaka korunmalıdır. Bunun yanı sıra burun çatısının kemik ve kıkırdak bölümleri arasındaki bağlantının korunması da çok önemlidir.  İşte bu anatomik bölgenin bütünlüğünü koruyarak rinoplasti yapmanın yegane yolu yeni kapalı ve koruyucu cerrahi yaklaşımıdır.

Burnumuzu ayakta tutacak olan yapıların korunarak gerekli ve arzu edilen tüm değişiklikleri yapmak mümkün olup, böylece çok daha doğal estetik görünümlü ve yanı sıra güçlü, karakterli ve en önemlisi sağlıklı burunlar elde ediyoruz.

Yine tekrar etmek gerekirse eğer burnumuz daha önceden bir veya daha fazla operasyon geçirmiş, ya da geçirmese dahi çok yüksek kemerli, oldukça deforme, septum

Burun estetiği öncesinde ne yapılmalıdır?

Yukarıda bahsettiğim konu özellikle sorgulanmalıdır. Her iki cerrahi tekniği de uzun süredir yapmış ve tecrübe etmiş biri olarak söylüyorum ki, mutlaka bu konuda tecrübeli, uzman bir Plastik cerrahi uzmanına bu operasyon olunmalıdır.

Biz hastalarımızı onların anlayabileceği düzeyde muayeneye geldiklerinde teferruatlı bir şekilde yapılacak işlem hakkında bilgilendiriyoruz. Böylece yapılacak işleme birlikte karar vermiş oluyoruz. Bunun dışında rutin kan testleri, fotoğraf çekimi ve tasarım çalışmaları da öncesinde yapılması gereken işlemler arasındadır.

Peki hangi durumlarda yapılmaz;

Bu konuda ilk söylenmesi gereken yapılacak işlem hakkında kararsız ya da olağan dışı talepleri olan kişilerdir.

-Yakın zamanda geçirilmiş ameliyat: son 6 ay içerisinde burnunuzdan her hangi bir nedenle operasyon geçirmişseniz yeni operasyon için beklemek gerekecek. Bu süre ideal olarak 6-12 aydır. Deri, yumuşak doku, kemik ve kıkırdak yapılarının önceki operasyonun etkilerini atlatması ancak belli bir süre beklemeye bağlıdır.

-Yakın zamanda dolgu ya da botoks gibi cerrahi dışı işlemler yapıldıysa, yine bunların etkilerinin kaybolması için 6-18 ay beklemek gerekebilir.

- Kan sulandırıcı içiyor ya da buna neden olacak bir rahatsızlığınız varsa: bu durumda kan sulandırıcı ilacın bırakılması gerekir. Konuyla ilgili sizi takip eden dahiliye uzmanı hekimin görüşü alınmalıdır.

Konusunda uzman olan ve tecrübe sahibi bir Plastik cerrahi hekiminden görüş alınmalıdır. Burnumuzla ilgili beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz her ne varsa doktorlumuzla paylaşmalıyız. Bu şekilde sağlıklı güven esasına dayalı hekim hasta ilişkisi ile yolunda gitmeyecek bir durum söz konusu olamaz.

 doc dr umu tuncel

Doç.Dr. Umut TUNCEL

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı

https://www.instagram.com/drumuttuncel/

http://www.umuttuncel.com.tr/

Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

Yorum yapın

Site İçi Arama