Türkiye'nin en iyi sağlık internet sitesine hoş geldiniz.

Okula Başlamadan Okuma Öğrenilmeli mi?

Okullarda her yıl daha da artan rekabet, sınavlar erken yaşta okumaya başlanmasının doğru olup olmadığı konusunu gündeme getiriyor. Tek düşüncemiz çocuklarımız için daha iyi olanın hangisi olduğu.

Peki biz bu konuda ne bilmeli ve neler yapmalıyız?

Ülkemizde anaokulları müfredatı içinde ilkokula hazırlık çalışmaları bulunuyor, fakat bu çalışmalar bazı öğretmenlerce abartılmakta ve ilk okuma yazma döneminde çocuğun kazanması beklenen becerileri çocuğa erken vermeyi hedeflemektedir.

Bu noktada her çocuk ne yazık ki mutlu olamıyor. Bazı çocukların farklı sebeplerden (küçük kas becerisinin yeterince gelişmemiş olması gibi) yapamadıkları bu çalışmalar çocuğun kendini okula başlar başlamaz yetersiz hissetmesini sebep olabiliyor ki bu asla yetersizlik değil, tamamen yanlış zamanlama.

Okul algısının anaokulu ve ilkokul sıralarında oluşacağı düşünüldüğünde, mutsuz çocuk, okulu pek de eğlenceli göremiyor. Okulda öğrenmenin zevkine varmak yerine okulu birilerine yetişmek zorunda olduğu bir yer olarak düşünüyor.

Peki birinci sınıfta öğreneceklerini anaokulunda öğrenen öğrenci gelecek yıl ne yapacak? Gelecek yıl öğreneceklerini kendi kendine öğrenmesi engellenmeli mi?

Konuşabilecek bir çocuğa, senin iki ay sonra ilk kelimeni söylemen gerekiyor şimdi olmaz!, demekle kendi kendine okumayı öğrenen meraklı bir çocuğa, dur gelecek yıl okuyacaksın şimdi sadece boyama yap, demek neredeyse aynı şeyler.

Öyleyse ne yapmalıyız?

Bilinçsizce erken okumayı yazmayı öğretmek sadece çocuğa ve çevresine gerginlik verecektir. İyi bir anaokulu okula hazırlık için en Önemli adımdır. Yaptıklarını severek, heyecan ve mutlulukla yapıyor mu? Öğrenmekten zevk alıyor mu? Her gün yeni şeyler öğreniyor mu? gibi sorular sorarak doğru yerde olup olmadığınızı anlayabilirsiniz. Öğretmeniyle düzenli kuracağınız diyaloglar da sizi bu konuda bilgilendirecektir.

Anaokulunun kazandırması gereken diğer beceriler ise, okul kurallarını öğrenmek, yeni arkadaşlar edinmek, grup içinde nasıl hareket edeceğini bilmek, fiziksel ihtiyaçlarını bilmek ve uygun bir şekilde dile getirmek, duygusal olarak olgunlaşmak; duygularını doğru şekilde ifade edebilmek gibi sayabiliriz ve tabii ki bunları arttırabiliriz.

Okuma yazmaya geçebilecek çocukların fiziksel olarak büyük-küçük kas becerilerinin ve zeka düzeyinin yeterli seviyede olması gerekmektedir. Bunlara ek olarak nörolojik olarak sağlıklı ve yeterli olgunlukta bulunmalıdır.

Son dönemde okullarda Metropolitan Okul Olgunluğu testi yapılmakta ve çocuğun birinci sınıfta öğrenecekleri, okuma yazma gibi beceriler için yeterli olup olmadığı kında fikir sahibi olunabilme Bu test bir zeka testi değildir. Rehber öğretmenleri ücretsiz yapabilmektedir. İnternette de kon ilgili birçok açıklama bulabilirsiniz.

Çok ileride olduğu ya da henüz birinci sınıfa hazır olmadığı konuş da şüpheleriniz varsa bu testin yapmasını talep edebilirsiniz.

Her bireyin farklı olduğunu kabul ettiğimiz gibi, her çocuğun gelişiminin, özelliklerinin ve yeteneklerinin da farklı olduğunu kabul etmeliyiz.

Çocukların farklı gelişimlerini gözlemlemek, neye ihtiyacı olduğunu anlamak aile ve öğretmene düşüyor. Çocukların diğerlerinden çok başarılı ya da yetersiz hissetmemesi gibi duyguları kontrol etmek , önlemler almak da yine aileye ve öğretmene düşüyor.

Farklı seviyelerdeki çocuklarla yapılacak etkinliklerin dikkatle hazırlanması ve çocuğun severek öğrenmesinin desteklenmesi gerekmektedir. Farklı seviye gruplarının olduğu ortamlarda yapılabilecekler konusunda uzmanlardan yardım alınabilir.

  • 0
Ögeyi değerlendirin
(0 oy)

Yorum yapın

Site İçi Arama