Fazla beslenen çocukların daha iyi büyüyeceklerine yönelik yanlış bir toplumsal inanış mevcuttur. Oysa çocukların günlük aldıkları toplam enerjinin ancak %5'i büyüme için harcanmaktadır. Çocukların sağlıklı büyümesi için sağlıklı besinler tüketmesi, günlük düzenli fiziksel aktivitelerinin olması ve yeteri kadar uyuması gerekmektedir. Zira çocukların büyümesini sağlayan büyüme hormonu uykuda, egzersiz sırasında ve açlıkta salgılanmaktadır.
Hareketsizlik, sürekli tokluk hali ve obezite ise büyüme hormonunu baskılamaktadır. Günümüzde çocuklar vakitlerinin çoğunu bilgisayar başında geçirip, yüksek kalorili sağlıksız besinler tüketip, uyuyor olmaları gereken vakitlerde televizyon seyretmektedirler.
Obez çocukların günlük tükettikleri besinler yalnızca kalori, yağ ve protein açısından yeterli olup vitamin, mineral, eser element ve diğer organik maddeler açısından fakirdir. Yüksek kalorili beslenme ve hareketsizlik obezite gelişiminde doğrudan etkilidir. Fast-food tipi beslenme, gazlı içecekler, cips ve çikolata alışkanlığı, anne-babanın obez olması, hızlı yeme alışkanlığı, çok televizyon izleme ve bilgisayar başında fazla zaman harcama obezite gelişiminde önemli rol oynamaktadır.
Son yıllarda obezite madde bağımlılığı olarak kabul edilmektedir. Buradaki bağımlılık çeşitli yiyecek maddelerine karşı gelişmektedir. Kola ve benzeri gazlı içecekler, cips ve çikolata bağımlılık yapan yiyecek ve içeceklerin başında gelir Bağımlılık yapan yiyecek ve içeceklerin çokça tüketilmesi sonucunda başka bir bağımlılık gelişmektedir: Karbonhidrat Bağımlılığı.
Çocuğunuzda karbonhidrat bağımlılığı olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz?
Çocuğunuz kola ve benzeri gazlı içecekleri çokça tüketiyorsa, makarna, pilav, ekmek ve hamur işi gıdaları özellikle tercih ediyorsa, karbonhidrattan zengin olmayan sebze ağırlıklı gıdalar yediğinde doymuyorsa, sık sık şekerli gıda arayışına giriyorsa, sürekli kilo alıyorsa çocuğunuzda karbonhidrat bağımlığı başlamış demektir.
Bağımlılık yapan yiyecek-içecekler günlük beslenme alışkanlığını ve damak tadını tamamen değiştirip karbonhidrat bağımlılığına neden olduklarından çocuklar bu tür yiyecek-içecekleri tüketmeyi tamamen kesseler bile günlük olarak almaya alıştıkları karbonhidratı makarna, gidermeye çalışırlar.
Karbonhidrattan zengin bu tür gıdalar ve gazlı içecekler alındığında kan şekeri hızla yükselir. Buna paralel pilav, ekmek ve her türlü şekerli gıdayı çokça tüketerek olarak insülin de yükselir. İnsülin hormonunun yükselmesi vücudumuzdaki her türlü olumsuzluğu başlatan bir sinyal görevine dönüşür.
Kilo artışı ile birlikte insülin hormonunda artış gözlenir. Bu duruma insülin direnci adı verilir. Tedbir alınmaz ve tedavi ile bu durum geri döndürülmez ise insülin direnci tip 2 diyabete (şeker hastalığı) neden olur.
Çocuğunuzda insülin direnci olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz?
İnsülin direnci boyun, koltuk altı, kasıklar ve deri katlantı bölgelerinde ciltte koyulaşma ile kendisini belli eder. Ancak bu durum uzun süredir yüksek insülin düzeyi olanlarda gözlendiğinden insülin direnci başlangıcında ciltte bu koyulaşmalar gözlenmez.
Obez bir çocukta bu değişikliklerin görülmemesi insülin direnci olmadığı anlamına gelmez. İnsülin direnci olanlarda kilo almak kolaylaşırken kilo vermek güçleşir. Kesin tanı insülin düzeyine bakılarak konulur. İnsülin direnci olan kız çocuklarının yumurtalıklarda kistler gelişir.
Bu kistler androjen hormonu (erkeklik hormonu) salgılayarak adet düzensizliklerine, kıllanmaya ve ciddi psikolojik bozukluklara neden olurlar. Tedavi edilmeyen olgularda ileriki dönemlerde çocuk sahibi olamama riski mevcuttur. Bu tabloya polikistik över sendromu adı verilir. İnsülin direnci ve polikistik över sendromunun erken tanı ve tedavisi ileride ortaya çıkacak ciddi sorunların engellenmesi açısından önemlidir.
Çocuğunuzda polikistik över sendromu olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz?
Obezite, adet düzensizliği, kıllanma, sivilce oluşumu, boyun, koltuk altı, kasıklar ve diğer katlantı bölgelerinde koyulaşma belirtilerinden birkaçı ergenlik dönemindeki kız çocuğunuzda mevcutsa polikistik över sendromundan şüphelenebilirsiniz.
Obezitenin oluşturduğu sağlık sorunlarının çokluğu insan ömrünü kısaltmakta ve yaşam kalitesini azaltmaktadır. Obezite nedeniyle iskelet sisteminin erken yaşlarda fazla ağırlığa maruz kalması çeşitli ortopedik sekellere neden olabileceği gibi obezite aynı zamanda karaciğer yağlanması, safra taşı oluşumu, erken ve gecikmiş ergenlik, hipertansiyon, kalp ve böbrek hastalıklarına da yol açmaktadır.