Vitaminler, kullanım ve atım fonksiyonuna göre, yağda ve suda eriyenler olmak üzere iki grupta inceleniyor. Yağda eriyenler, A, D, E ve K vitaminlerini; suda eriyenler ise B grubu vitaminler ile C vitaminini kapsıyor.
Vücudumuz için gerekli olan vitaminlerin tümünü besinlerden alabiliyoruz. Karbonhidrat, protein ve yağ gibi ana besin öğelerini yeterli miktarda içeren besinlerle yapılan dengeli beslenme, bazı özel durumlar hariç vücudun günlük gereksinimine yetecek kadar vitamin sağlıyor.
Ancak, günlük beslenmeniz sebze, meyve, hububat, süt ürünleri, et-yumurta gibi protein açısından zengin besinlerden herhangi birini içermiyor ya da az miktarda içeriyorsa, ihtiyacınız olan vitaminlerin tümünü besinlerden sağlayamayacağımız için vitamin takviyesi gerekiyor. Vitamin eksikliği, çok çeşitli belirtiler gösterebiliyor ve pek çok hastalığa öncülük edebiliyor. Dengeli ve yeterli beslenme ile vitamin eksikliği önlenebilse de bu, son derece zor.
Vitamin eksikliğinin başlıca nedenleri:
■ Yoksulluk ya da sıkı rejim nedeniyle yetersiz beslenme.
■ Bilgisiz, beslenmeyle ilgili tabu
ya da alışkanlıklar, dişlerle ilgili sorunlar ya da değişik nedenlerle dengesiz beslenme.
■ Büyüme çağındaki çocuklarda, sigara içenlerde, doğum kontrol hapı kullananlarda, hamilelik ve laktasyonda, ciddi enfeksiyonlarda, ateşli hastalıklarda, sindirim sisteminde bozukluk nedeniyle ishal veya uzun süreli ilaç tedavisi sırasında vitamin gereksiniminin artması.
■Yaşlılar, alkolikler ve uzun süre ilaç tedavisi altında olanlarda meydana gelen sindirim ve emilim bozuklukları.
Hangi vitamin neye yarıyor?
A vitamini: Enfeksiyonlara karşı direnci artırıyor. Normal büyüme, üreme, kemik ve diş gelişimi, görme için gerekiyor. Cildin, tırnakların ve saçların sağlıklı kalmasını sağlıyor. Diş ve dişetleri için büyük önem taşıyor.
Bunun için, her gün 3 porsiyon süt ve süt ürünleri, 2 porsiyon et, balık, yumurta, 3 porsiyon meyve, 4 porsiyon sebze, 9 porsiyon ekmek ve tahıl ürünleri yemek gerekiyor.
D vitamini: İnce bağırsaklardan kalsiyumun emilmesine yardımcı oluyor, kalsiyumun kemiklerde ve dişlerde tutulmasını sağlıyor.
E vitamini: Antioksidan etkili olup Alzheimer hastalığının ilerlemesini yavaşlatıyor. Yaşlı kişilerde bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Hücrelerin daha uzun yaşamasını ve yenilenmesini sağlıyor.
K vitamini: Karaciğere gelen K vitamini, burada üretilen bazı pıhtılaşma faktörlerinin yapımında rol alıyor. K vitamini takviyesi, yalnızca kanamalı hastalara yapılıyor.
B1 vitamini: Kasların ve sinir sisteminin faaliyeti için gerekiyor. Yetersizliğinde iştahsızlık, huzursuzluk, bellek zayıflığı ve dikkat azalması görülüyor.
B2 vitamini: Eksikliğinde dilde kızarma, yanma hissi, ağız çevresi ve dudaklarda kızarma, tahriş, çatlaklar, gözlerde kaşıntı, yanma hissi, katarakt oluşumu, saçların dökülmesi, çocuklarda büyüme yavaşlaması, kilo kaybı ve sindirim sorunları oluşuyor.
B3 vitamini: Yetersiz beslenme sonucu deriyi, sinir sistemini tutan pellegra adlı hastalık ortaya çıkıyor. Hücrelerin oksijeni kullanabilmeleri için gerekiyor. Midede sindirimin temel taşları olan asitlerin üretimini sağlıyor.
B5 vitamini: Doğada bol olduğu için eksikliğine rastlanmıyor. Ayrıca, bir miktar bağırsaklarda da yapılıyor. Eksikliği, kan şekerinde düşme, ellerde titreme ve kalp çarpıntısına neden oluyor.
B6 vitamini: Sinir sistemi ve hormonların çalışmasını düzenliyor. Vücudun savunmasında antikor ve akyuvar oluşumunda rol oynuyor. Eksikliğinde, migren tipi baş ağrısı, kansızlık, ciltte kuruluk, görme problemleri, uyuşukluk, adale zayıflığı ve krampları oluşuyor.
B11 vitamini: Kırmızı kan hücreleri ve sinir dokularının oluşumunda aktif rol oynuyor. Hücre bölünmesi için gerekiyor. Bu etkisiyle büyümeyi de sağlıyor. Anne karnındaki bebeğin sinir sisteminin gelişimi için gerekli.
Eksikliğinde, iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı, kusma, ishal, baş ağrısı, unutkanlık, çarpıntı gibi bazı kalp sorunları oluşabiliyor.
B12 vitamini: Besinlerle veya sigara gibi alışkanlıklarla vücuda giren siyanürü etkisiz hale getiriyor. Eksikliğinde dilde hassasiyet, şişme, kızarma, hayal görme, depresyon, adalelerde kasılmalar, sinir iltihaplarına bağlı olarak el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, yanma şikayetleri oluşuyor.
C vitamini: Vücudumuz C vitaminini üretemiyor. Bitkiler ve bazı hayvanlar, bu vitamini üretebiliyor. Besinlerle alınan vitamin 2 saat içinde kullanılıyor; 4 saat sonunda kandan uzaklaşıyor. Yaraların iyileşmesini, damarların sağlıklı olmasını sağlıyor. Vücudun savunma sistemini artırıcı etkisi bulunuyor. Histamin yapımını azaltarak alerjik olayların şiddetini düşürüyor. Eksikliğinde, dişeti kanamaları ve çekilmeleri oluyor.
Mevsim değişikliklerinde vitaminler
Mevsim değişiklikleri, vücudun fiziksel ve ruhsal yapısını yakından etkiliyor. Bu aylarda yorgunluk, halsizlik ve depresyon gibi şikayetler artıyor. Beslenmenin, bu dönemlerde de dengeli ve düzenli yapılması gerekiyor. Bahar aylarında vücudun yaşadığı ani değişiklikler nedeniyle dışarıdan takviye gıdalara ihtiyaç duyuluyor. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için C, B ve E vitaminlerinin alınmasına dikkat etmek gerekiyor.
Bağışıklık sisteminde vitamin ve minerallerin önemi büyüktür. Son yıllarda yapılan araştırmalar, antioksidan vitaminlerin (A, C, E vitaminleri) bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve hücre zararı, doku hasarına yol açan serbest radikalleri vücuttan uzaklaştırdığını göstermiş bulunuyor.
Yumurta, süt, balık, ıspanak, havuç, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini güçlü bir antioksidan. Vücutta savunma sisteminde görev alıyor, lenfosit yapımı ve antikor oluşumunu artırıyor. Böylece, enfeksiyonlara karşı vücudu koruyor.
Önemli antioksidanlardan bir diğeri de C vitamini. C vitamini, virüs engelleyici olup, vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlıyor. Vücudu bakteri toksinlerinden koruyor, savunma sistemini güçlendiriyor. Yeşilbiber, maydanoz, tere roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kuşburnu gibi besinler bol miktarda C vitamini içeriyor.
Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar, kuru baklagiller, tahin gibi besinlerde bulunan diğer bir antioksidan da E vitamini. E vitamini, bağışıklık sisteminde görevli. Yemeklere sıvı yağ koymak, haftada 2 kez kuru baklagil tüketmek, haftada 2-3 kez 6-7 fındık, 2-3 ceviz tüketimiyle, E vitamininin yeteri kadar tüketimi sağlanabiliyor.
Fazlası zarar
Vitamin ve mineral tabletlerinin, doktorun önerisi dışında kullanılması yanlış; çünkü bazı vitaminler vücutta depo ediliyor. Fazla kullanımı, karaciğerde fazla depolanmasına ve böylece vücuda toksik etki yapmasına yol açabiliyor. Ayrıca, vitaminlerin fazla alınması, böbrek taşları gibi sağlık problemlerine neden olabiliyor. Doğal besinlerden alınan vitamin ve minerallerin vücuda yararı daha fazla oluyor. Ayrıca, doğal besinlerden sadece vitamin değil, aynı anda posa, karbonhidrat gibi çeşitli besin grupları da alınabiliyor.
Örneğin, sık sık süt ve yumurtalı yiyecekler yiyen biri, A vitaminini yeterince ve hazır olarak alıyor. Gereğinden fazla alınması, bulantı, kusma, baş ağrısı, iştahsızlık, görme bozukluğu ve eklem ağrıları gibi şikayetlere neden oluyor. Her gün taze sebze ve meyve, özellikle narenciye, lahana, ıspanak, kıvırcık salata gibi yeşil yapraklı sebzeler, yeşilbiber yiyen kişiler, tavsiye edilen en düşük günlük dozun üzerinde C vitamini alıyorlar.
Yüksek dozları, sindirim sisteminde tahrişlere neden olabiliyor. Uzun süre yüksek dozda kullanılması, böbrek taşı ihtimalini artırıyor. Düzenli süt içenler ya da süt ürünleri tüketenler, yeterince D vitamini alıyorlar. Ayrıca, vücut güneş ışınlarına maruz kaldığında, kendisi de D vitamini üretiyor. Fazla alınması halinde böbrekler ve kalpte hasar riski doğabiliyor.